15:13 - Amasya’da Yahya Sinvar İçin Gıyabi Cenaze Namazı Kılındı
15:06 - Sağlığın Sırrı Kışa Hazırlanıyor
15:01 - ART Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Karataş’tan Amasya Valisi Önder Bakan’a Ziyaret
14:17 - Sınıf Başkanı Olamadı, Valiyi Getirdi: Ayşe Zümra’nın Vaadi
13:26 - Şok Zam: 12,50 TL Oldu!
13:12 - FETÖ Elebaşı Öldü
13:07 - Amasya Küçük Sanayi Sitesinde Yangın Çıktı
10:40 - Amasya Sporun Ligde Yükselişi
10:23 - Eğitimde Sınıfta Kalan İktidar: “Yaptım oldu”
10:11 - Sevindi: ‘Ailemizin yanındayız’
AMASYA’da kömür ocağında kazı yapan işçilerin bulduğu iskeletin, 53 yıl önce meydana gelen ve 69 madencinin hayatını kaybettiği grizu faciasında ulaşılamayan 7 madencinden birine ait olma ihtimali, kayıp madencilerin yakınlarını hüzünlü bir bekleyişe soktu. Patlamada göcük altında kalan ağabeyine aradan geçen süreye rağmen ulaşamadıklarını söyleyen Muharrem Kaplan, acılarının 53 yıl sonra yeniden tazelendiğini belirterek, “Şu anda toprak altından çıkmaları, hüzünle birlikte bir mezarımızın olacağı için ümit oldu” dedi.
Merzifon ilçesi Yeni Çeltek Kömür İşletmeleri’nde çalışan işçiler dün sabah yeraltı maden sahasında yaptıkları kazıda bir insan iskeleti ile karşılaştı. Kazı çalışması durdurularak, jandarma ekiplerine bilgi verildi. Alınan güvenlik önlemlerinin ardından bareti ve kazması yanında bulunan insan iskeleti çıkarılarak, Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. DNA incelemesi ile iskeletin kime ait olduğu belirlenmeye çalışılacak.
Maden ocağında 19 Mart 1965 yılında meydana gelen grizu patlamasında 69 madenci hayatını kaybetmiş, 7 madenciye ise ulaşılamamıştı. Bulunan iskeletin ulaşılamayan madencilerden birine ait olma ihtimali gündeme geldi. Faciada ulaşılamayan madencilerin aileleri de hüzünlü bir bekleyişe girdi. Ulaşılamayan madencilerden Seyit Ali Kaplan’ın kardeşi Muharrem Kaplan, bulunan kemiklerin kime ait olduğunun belirlenmesini beklediklerini belirterek, “Jandarma tarafından muhtarımla iletişime geçilmiş. Bizlerin, DNA testi için kan örneği vermek üzere çağırılabileceğini söylemişler. Biz de hüzünlü bir şekilde bekliyoruz. Ağabeyim patlamada hayatını kaybettiğinde ben 15 yaşındaydım. O dönem cenazesine ulaşılamadı. Bu patlamada köyümüzden beş kişi öldü. Bunlardan ikisinin cenazesi bulundu. Üçünün ise bulunamamıştı. O günden beri acısı yüreğimizde. Bu bekleyiş, acımızın tazelenmesi oldu. Bu zamana kadar toprak altında kaldılar, ruhları şad olsun. Şu anda toprak altından çıkmaları bir mezarımızın olacağı ümidini doğurdu. Ağabeyim öldüğünde eşi hamileydi, iki de çocuğu vardı. Yıllarca bu acı içinde yaşadık. Şimdi de acı içerisinde sonucu bekliyoruz” dedi.