16:25 - Başkanı Sevindi, Başarılı Gençlerle Bir Araya Geldi
16:20 - Başkan Yeşilgöz “2025 Yılı Bütçesine Yönelik Taleplerimizi Yineleyeceğiz”
16:07 - Amasyada Tır Kazası 1 Yaralı
16:00 - Kış Lastiği Zorunluluğu 1 Aralık’ta Başlıyor
15:55 - Amasya’da Sağlık ve Eğitimdeki Yatırımlar Vali Bakan’a Sunuldu
15:43 - Ey DÜNYA
15:33 - Amasyalı 13 Yaşındaki Genç Mucit, Tarihi Yapay Zeka ile Geleceğe Taşıyor
15:25 - Başkan Taşkın, Giyecek Yardımı Enflasyona Göre Revize Edilsin
15:20 - Emeklilere Özel Tiyatro Gösterisi
15:11 - Amasyalı Hayırseverler, Tanzanya’da Susuzluğa Çözüm Oldu
Başhekimi Uzm. Dr. Selçuk Sezikli, “Bu yıl 81 hasta kene ısırıkları sebebiyle hastanemize başvurmuş bunlardan, 62 hastaya hekimlerimiz müdahale etmiş, 18 kişi kendi çıkarıp başvurmuş ve 13 yaşında 1 hastamız ise KKKA şüphesi ile sevk edilmiştir.” dedi.
Bu yıl da havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırık vakaları ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı vakalarını görmeye başlıyoruz diyen Başhekim Sezikli, “Havaların soğumasıyla birlikte KKKA vakalarında belirgin azalma olmakta ve çok nadir olarak görmekteyiz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı yeni bir hastalık değildir. Bazı vakalarda ölümle sonuçlanabilen bir kırsal bölge hastalığıdır. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın Sağlık Bakanlığı ve Tarım-Hayvancılık bakanlığının önerilerine uyarak belirli önlemleri alması gerekmektedir. Bu önlemlerin başında pantolon paçalarını çorap içine sokmak, uzun kollu giymek, eldiven kullanmak gibi basit önlemlerdir ve çok etkili olmaktadır. Aynı önlemlere bu bölgelere gidenlerin de uyması gerekmektedir. Ayrıca bu bölgelere gidenlerin işi bitip eve gelindiği zaman vücutta kene muayenesi/kontrolü yapması da önemlidir. Hastalık belirtileri çoğu hastada ateş, üşüme, titremenin eşlik ettiği bir soğuk algınlığı şeklinde ani başlar. Çoğu hastada halsizlik, şiddetli kas eklem ağrıları olur. Bazen bulantı, kusma, ishal ve vücutta döküntü vb. olabilir. Hastalık dünyanın birçok bölgesinde görülmektedir. Hastalığın spesifik bir tedavisi ve henüz etkin bir aşısı yoktur. Ancak hastalara erken tanı konup gerekli tedbirlerin alınması, yatırılarak yakın takibi, bakım, destek tedavisi ve gereğinde kan ve kan ürünlerinin verilmesi çok büyük önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.